Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Söz, lakırdı.
Tarih: 2016-08-01 13:34:09 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Laf Nedir
Söz, lâkırdı
Cümle 1: Ben lâfımı bitirmeden o atıldı.lâf
FarsçaSonuçsuz, yararı olmayan söz
Cümle 1: Onun söyledikleri lâftan ibaret.lâf
FarsçaKonuşma
lâf
FarsçaKonu, mevzu, bahis
Cümle 1: Lâfı değiştirdi."Öyle şey olamaz", "bu sözün hiçbir değeri yok" anlamında hafifseme yollu kullanılır
Cümle 1: Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, lâf!söz etmek, söz açmak, konuya girmek
söz boşa söylenmek, anlaşılmaz olmak, hiçbir etki yapmamak
Cümle 1: Her kafadan bir ses çıkıyor, söylenen lâflar gülüşmeler arasında kaynayıp gidiyordu. - H. Tanerkonuşulan konu ile ilgili olmayan bir söz söylendiğinde veya bir sorun tartışılırken hiç ilgisiz bir şey ifade edildiğinde söylenir
konuşacak herhangi bir konu bulunmadığı durumlarda rastgele söz sarfetmek
Cümle 1: A hiç olur mu cümlesini de lâf kıtlığında lâf olsun âdet yerini bulsun diye söylemişti. - H. Tanergerektiği yerde, beklenilmeyen bir durumda, karşı tarafa esaslı ve gereken bir lâf söylemek
konuşurken gereksiz yere ve aptalca söz söylendiği zaman, bunu alaya almak için kullanılır
dedikodu ederek lâf götürüp getirmek
konuşma sırasında yerinde söz söylemek, gerekeni ifade etmek
dedikodu yapmak
birinin söylediklerine olur olmaz karşılık vermek, çene yarıştırmaya kalkmak
"mükemmel, çok güzel, kusursuz, eleştirilecek bir tarafı yok" anlamında kullanılır
kendisini inciten, itham eden veya rahatsız bir duruma düşüren söze gereken karşılığı verip durumu düzeltmek
üzerinde konuşulan konu içerisinde, hiç ilgisiz, gereksiz ve anlamsız bir biçimde söz edip asıl konuyu değiştirmek, unutturmak, karıştırmak
uzun süren bir sohbette bulunmak, çok konuşmak
Cümle 1: Kız Binnaz, kapının önünde kiminle lâfa daldın yine? - N. Cumalıbiri veya birileri konuşurken bir başkası konuşmak, konuşmaya katılmak
Cümle 1: Müsteşar bile sözüne itiraz edemiyor, diye lâfa karışıyor. - H. Taneryersiz ve zamansız olarak ve sürekli konuşarak meşgul etmek, oyalamak
birinin rahatça konuşmasını engelleyip susturmak, söyleyeceğine imkân tanımamak
birinin konuşmasını kesmek, sözlerini bitirmesine fırsat vermemek
sözü ağzında kalmak
bir konu üzerinde son sözü söylemek
başka konuyu dile getirmek, başka bir şeyden söz etmek
Cümle 1: İhtiyarcığı böyle gözü yaşlı gördün mü, lâfı hemen değiştirip onun sevdiği askerî mevzulara getirivermelidir. - H. Tanersözü etkili olmak, sözü dinlenmek
bahsedilmek
Cümle 1: Kocasının erkek kardeşinin süt kardeşi imişsiniz, ben sizi hiç görmedimdi, fakat bu evde lâfınız geçerdi. - P. Safasöz dinlemeyip kendi bildiğinde inat eden
kaba, aptal (kimse)
konuşulan konuyu ilgisiz, üstünkörü veya önem vermeden dinlemek (veya yanlış, ters anlamak)
söyleyeceğini kısa veya özet olarak belirtmek, az ve öz konuşmak
bir konu üzerinde ciddiyetle durup konuşurken araya ilgisiz, anlamsız veya tutarsız boş lâf katmak
"şimdi onun sırası değil, daha önemli konular var" anlamında kullanılır
"(bir iş yapmak için) seve seve zahmete girerim, hiç önemi yok" anlamında kullanılır
konuşmayı gereksiz bir biçimde başka sözlerle sürdürmek
söylenen söze değer vermek
Cümle 1: Yooo, lâfımı yabana atma, bu işi rahmetli anneciğim de bilirdi. - Y. K. Karaosmanoğlu- lâfını (veya lâfınızı) balla kestim
bir kimsenin sözünü kesmek gerektiğinde "izin verin" anlamında kullanılır
akıllı uslu konuşup başkasını rahatsız etmemek, güzel ve tutarlı konuşmak
birinden veya bir konudan söz etmek, onunla ilgili olarak konuşmak
araya girip, birinin sözünü bitirmesine fırsat vermemek
Cümle 1: Vedia yine feylosofun lâfını kesti. - Ö. Seyfettinsözünü dinletmek, karşıdakini ikna edinceye kadar konuşmak
Cümle 1: Aralarından bir tanesi ille de lâf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş. - Ç. Altanne diyeceğini bilememek, şaşırarak başka şeyler söylemek
iddialı olarak söylediği sözü geri alma zorunda bırakmak
"bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider" anlamında kullanılır
bir iş düşünce aşamasında kalıp gerçekleşmemek
söyleneni dinleyip uymak veya uygulamak
Cümle 1: Adam değil ki lâftan anlasın! - N. Cumalı"söz aramızda, başkaları bilmesin, duymasın" anlamında kullanılır
söyleşmek, konuşmak
Cümle 1: Tabiî Hayri Efendiyle biraz lâf atacak, belki de biraz işten güçten bahsedecekti. - Y. K. Karaosmanoğluuzaktan, dolayısıyla dokunacak söz söyleyip işittirmek
Cümle 1: Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile lâf atıyor. - F. R. Ataysözle sarkıntılık etmek
Cümle 1: Bu parlak gözlü, meşe boylu delikanlıya her biri alaya, ciddiye benzer bir sürü lâf attılar. - Sait Faik Abasıyanık
Cümle 2: Seyircilerin alışılmış sululuklarından, lâf atmalardan kaçındıklarını söyledi. - T. Buğrayeni bir şey söylemek, ortaya atmak
Cümle 1: Şimdi unutup lâf mı çıkarıyorsun? - Ö. Seyfettindedikodu yapmak
dedikodu başlamak
üzerinde konuşulan konuyla, esasla veya sorunla ilgisi olmayan boş söz yığını
Cümle 1: Daha da beteri, politikacıların lâf kalabalığını dinlemek zorunda bırakılıyoruz. - N. Cumalı
Benzer Kelimeler
lâf cambazı lâf cambazlığı lâf ebeliği lâf ebesi lâf salatası lâfazan lâfazanlık lâfçı lâfçılık lâfızTarih: 2016-08-01 13:34:09 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Laf Ne Demek: Kal..
Yorum Yapx